Bizim Ponpon'u hatırlamışsınızdır,bayram münasebeti dolayısıyla,bayramın 2.günü gelinimiz için götürdüğümüz ''koçtur'' kendisi :)
( gelin için kurbanlık koç gönderme geleneği hala devam ediyor, özellikle bazı yörelerde önemli bir gelenektir efenim :)
Bayram telaşı aradan çıktıktan sonra ,güzelce süsleyip Ponponu gelin evine doğru uğurladık...
Bizimkiler başını yıkayıp,saçlarını tarama girişiminde bulunmaya yeltendiler, son anda engel olduk :)
elimizde ki süsler ve kurdelelerle bu şekilde süsledik.Rahmetli çok kokoş olmuştu :)
İlk defa bir koç süsledik,herkes farklı fikirler attı ortaya,kimisi toka takalım,kimisi berbere götürüp saçını kestirip şekil verelim,makyaj yapalım diyen bile oldu.Yani hayvan kendi kendini ''kurban etmeden'' sağlam bir şekilde götürdük hayvanı :)
Yoksa hayvan kendi kendini ''kurban'' edecekti :)
Evett ,Ponponu kucaklamış araca bindiriyorlar ...
Yalnız ayaklarındaki süsler çok yakışmış Ponponuma :)
veda etmeden önce, son kez Ponponun fotoğrafını çekerken..
Kendisini göndereceğimiz araca bindirdik, ben aracın camından çektim Ponponu,farklı bir fotoğraf olmuş :)
Rahmetliyle aramızda farklı bir elektirik vardı..Çok sevdim onu,oda beni sevdi...
Sahiplenmiştim bir kere onu,iki günde aramızda farklı bir bağ oluşmuştu.
Gözlerimin içine baktığında ne demek istediğini anlıyordum :)
(bu hayvan, bir insandan en fazla ne isteyebilir ki :) suyunu ,otunu önüne koydun mu tamamdır.Sanki hayvan olağanüstü bir şey istemişte,bende gözlerine bakıp anlamışım gibi konuşuyorumm :)
Ayrılmak onun içinde zor oldu.
Baksanıza nasılda aracın camından son kez hüzünlü bir bakış atmış :)
kolay değil,iki gün bile olsa,yaşadığı hatıralar ve anılar var.
(en son birini koşturuyordu bahçede :)
Kıyamamm ben sana :) nasılda içlenmiş Ponponum .
bu hayvan diğer kurbanlıklara benzemiyordu,farklı hislere sahipti :)
Bende hislendim tabi.Sonra dilimden,bu şarkı sözleri döküldü :)
Gelin olmuş gidiyorsun
Bana veda ediyorsun
Sakın ağlama diyorsun
Ağlamamak elde değil
Saçlarında sırma telin
Neden sustu talı dilin
Dün benimdin bugün elin
Ağlamamak elde değil
Duvağına teller takıp
Dertli pınar gibi akıp
Gül yüzüne bakıp bakıp
Ağlamamak elde değil
Saçlarında sırma telin
Neden sustu talı dilin
Dün benimdin bugün elin
Ağlamamak elde değil
:))
Hayvan iyice duygusala bağladı tabi,Baktık hayvan fenalaşcak ,hemen bir pet şişe su içirdik..
Kendisinin ya bardakta,yada pet şişede su içme huyu vardı.Diiyorum yah ''bu hayvan'' farklıydı :)
'' Çekilinn'' dedim.Ben bu hayvanın ruh halini anlıyorum.
Gerçekleri bir,bir anlattım Ponpona.
Kendisinin seçilmiş bir hayvan olduğunu ve diğer hayvanlardan şanslı olduğunu,öldükten sonra rahmetle anılacağını,ve ahirette cismiyle tekrar diriltileceğini söyledim kendisine :)
Hayvanda kendine geldi tabi..
Hem insan,hem hayvan psikoljisinden anlarımm :)
Boşuna ''sosyoloji'' okumuyoruz :)
Sonra hayvan mutlu oldu,kendine geldi.Etrafındakilere gülümsemeye falan başladı :)
Bu da bizim fındık kurdu '' Esma '' :)
Direksiyona geçti,bende o anı ölümsüzleştirdim tabi ...
Sevgiyle kalınnn :)